Armut dibine düşer sözünü çokça, hatta olur olmaz kullanırız ama ifade ettiği, edebileceği anlamlar üzerine iyiden iyiye düşündüğümüzü sanmıyorum. Bizim için taşı gediğine oturtacak bir atasözünden ibaret. Ne ki, bizim yerimize bu sözün içini özgün anlamlarla dolduracak düşünenler çıkıyor. Andrew Solomon da onlardan biri ve bizim yerimize düşünmekle kalmayıp yaşamış da aynı zamanda; ortaya da Türkçeye Armut Dibine Düşmeyince adıyla çevrilen ve taşıdığı anlamla içeriğini tüm derinliğiyle karşılayan bir kitap çıkmış. İçeriğini karşılamakla da kalmıyor Armut Dibine Düşmeyince. Solomon bu kitabıyla aynı zamanda çalıştığı alanda uzun süre üzerine kolay kolay çıkılamayacak bir eser de koyuyor ortaya. Çalışma, alanda önemli bir boşluğu da dolduruyor. Üstelik kitap, hem bilgi arayan okura hem de alanda çalışan, uzmanlaşmak için uğraşanlara ses veriyor. Tüm bu bileşenleri bir araya getirmek gerçekten zor iş.
…Armut Dibine Düşmeyince de Solomon’un işte bu ilgi alanını farklı açılımlarla zenginleştirmesinin ürünü. Solomon ‘farklı’, ‘özel’ olarak dünyaya gelen bireyler üzerine serdiği sevgi ve anlayış çemberiyle zengin bir kaynak koyuyor ortaya. Sağırlar, cüceler, Down sendromlular, otizmliler, şizofrenler, engelliler, harika çocuklar, tecavüz mağdurları, suça yatkın bireyler ve trans-cinsiyetliler ile yürüttüğü çalışmlarla kendilerinin yaşadıklarını, ebeveynlerinin nelere maruz kaldığını ya da nelerle karşılaştığını, yaşadıklarının ne anlama geldiğini ve geçmişle bugün arasındaki farkları ortaya koymaya çalışıyor. Bu bağlamıyla Armut Dibine Düşmeyince bu konular üzerinde çalışanlar için çok zengin bir malzeme ortaya koyuyor. Yaşanmışlıkları da dikkate almasıyla ise hem yaşadıklarından mustarip olanlara hem de bir anlamda onlara bakmakla yükümlü olanlara farklı bir bakış açısı, bu dünyada yalnız olmadıklarını hissettiren bir zemin ve kanımca en önemlisi empati duygusu kazandırıyor.
…Kitaba konuk olan herkeste görülen ise bir ‘birey’ ya da ‘ebeveyn’ olmak konusunda nasıl cesur tercihlerde bulundukları. Onlar bu dünyada ‘öteki’, ‘yabancı’ ya da ‘dışlanmış’ olamamak için bunca çaba harcar ve cesaret gösterirken bizim de etrafımıza karşı biraz daha ‘duyarlı’ olma cesareti göstermemiz gerekir. Armut Dibine Düşmeyince bu anlamda önemli bir eşiği meydana getiriyor. Hem kendimizi casaretlendirmek hem de çevreye daha duyarlı bir gözle bakabilmek adına her sayfasında güç veriyor.
(To read the full review, please visit Radikal.)